Bu Blogda Ara

28 Kasım 2010 Pazar

yalan dostum aşk diye bişey yok

the devil's advocate filminin son sahnesinde esas oğlan ve şeytan arasında şöyle bir diyalog geçer ( kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ama şudur temelde)
esas oğlan- peki ya aşk?
şeytan- fazla abartılıyor. kimyasal olarak çok miktarda çikolata yemek ile aynı şey

aşk konusu açıldığında aklıma geliyor bu diyalog . çünkü burda söylenen şey temelde doğru aslında. bazı araştırmalar (ne kadar güvenilir olduklarını bilemem) gösteriyor ki kendini “aşık” olarak tanımlayan insanların beyninde kimyasal olarak bazı değişimler yaşanıyor. bu değişimlerin neticesinde anlamsızca mutlu, keyifli, sorunlara odaklanmaktan uzak hale geliyorlar. bu etkiyi yaratan bazı hormonlar artıyor insanın vücudunda ve biz "aşık oluyoruz"


durum bu olunca şu sorular geliyor benim aklıma;
bir insanda ne görüyoruz ya da ne hissediyoruz da hormonlarımız hareketleniyor , beyin kimyamız değişiyor bir anda? 

bu hormonları yapay olarak tetiklemek mümkün mü?
ve eğer aşk dediğimiz şey böyle bir hormon çorbasıysa duygularımıza nasıl güvenebiliriz?
..................

bir de cinsel yönelim ve aşk konusu var ki iş o noktada iyice karışıyor.
şimdi bizler cinsel yönelimimizi en genel haliyle iki şekilde tanımlıyoruz değil mi? 
eşcinsel ve karşıcinsel 
(tamam tamam biliyorum bunun aseksüeli var, biseksüeli var, bi-curiousı var , var da var . ben de en genel haliyle dedim zaten o yüzden )
neyse işte.daha küçük yaşlardan itibaren cinsel yönelimimizi keşfetmeye başlıyoruz ve zamanı gelince de net olarak tanımlıyoruz. 
ve hepimiz cinsel yönelimlerimiz doğrultusunda aşık oluyoruz değil mi?
hadi bu kadar kesin konuşmayalım , istisnalar vardır diyelim ama çoğunluk için bu önerme doğru. 
e o zaman nedir ki aşk dediğimiz şey? 
acaba kendimizi hayvanlardan ayırt etmek , onlardan üstün olmak için aşkı mı icat ettik?
acaba gerçekten çok mu abartıyoruz aşkı?
var mı cevabı olan?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder