Bu Blogda Ara

12 Kasım 2010 Cuma

daralmak

eski bir türk filmi vardır "çıplak vatandaş" diye. hatırlar mısınız bilmem? şener şen oynardı. orta direk, dar gelirli memur İbrahim Bey'in hikayesidir. bir çok ek işte çalışmasına rağmen bir türlü geçim sıkıntısından kurtulamayan orta direğimiz sonunda çıldırır ve çırıl çıplak soyunup sokaklarda koşar. filmin unutulmaz repliği ise İbrahim Bey'in "yetmedi... yetiremedim" şeklindeki isyanıdır.

işte ben de bazen kendimi böyle hissediyorum. geçim sıkıntısı yüzünden değil ama insanlar yüzünden kayışımın kopma noktasına geldiğini hissediyorum. pencereyi açıp avaz avaz bağırasım geliyor. elime geçen eşyaları sağa sola fırlatsam kırsam döksem ne güzel olurdu diye hayaller kuruyorum. sokaklara fırlayıp deliler gibi koşmak, insanlara tükürüp kaçmak istiyorum. "yetmedi...yetiremedim" diye yakaları yapışıp sarsasım geliyor.

neden kimse beni sevmiyor ühühü diye ağlayacak değilim. ama nasıl oluyor da herkes tereddütsüz şekilde benden vazgeçebiliyor merak etmiyorum desem yalan olur. gerçekten bu kadar mı vazgeçilebilir bir insanım ben?  kimsenin hayatında boşluk yaratmıyor mu yokluğum? neden kimse benim için savaşmıyor?

bu da benim isyanım işte. yetmedi yetiremedim ben bu insanlara. ne yaptığım önemli değil. ne yaparsam yapayım yetmiyor kimseye.... yetmiyor...yetiremiyorum....

sokaklarda çığlık çığlığa koşasım var bu günlerde... belki ben de çıplak vatandaş gibi soyunabilirim bile. kimin ne kadar delireceğini kim bilebilir ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder